5 Mart 2016 Cumartesi

we own it :) Fast and Furious!







Sizin de hayatınızda aslında hayatınıza zarla zorla sıkışa tıkışa giren ( ki bunun sebebi sizsiniz öyle herkes girsin istemeyiz hayatımıza) birileri var mı?
Benim var.. Sevgili dostum, artık dosttan öte kardeşim, Ece Köprülü Cumurcu :) Bak cumurcu'yu da unutmadım :)
onu yaklaşık 3 buçuk yıl olacak tanıyalı, her sabah enerji patlamasıyla uyanan benim diye düşünürdüm, pozitif kalkan, güneşe bakıp gülümseyebilen, sırf bahar geldi diye ağlayabilen, insanlara karşı sevgi dolu, bebekleri tıpkı karşı kalbi çıkacakmış gibi atarken sevebilen, sonra bir baktım benim bu kadar enerjimi, pozitivitemi sorgulamayan biri var, çünkü kendisi de öyle, herhangi biri değil, siz ne zaman en kötü anınızda bile, aklınıza gelen bir parçayı bağıra çağıra söylediniz mi, sonra deli gibi dans edip sonra ağlamaya başladınız mı, işte o anlar da size yabancıymış gibi bakan birini asla istemeyiz hayatımızda, işte bu sevgili Kop size yabancıymış gibi bakmaz tam tersi siz yabancı hissetmeyin diye aynı hareketleri sizinle yapar ki, siz kendinizi kötü hissetmeyin, benden öğrendiği çok şey olduğunu söyler hep, daha farklı davranmayı, paylaşmayı, sıcaklığı, korkusuzluğu, güveni, daha çok çalışmayı, güvenmeyi, kendisi Amerikalı olduğundan pek kolay değil alışması buraya. Hayır hayır yanlış cümle değil, gerçekten Amerikalı :) Onun tatlı mı tatlı, dünya güzeli, kalbi aynı saflık ve aynı içtenlikle kötülüklerden uzak korunmuş annesi, ki nikah şahidimdir, hep onlar gibi bir evliliğim olsun diye düşünerek onu şahit yapmayı tercih ettim :) kendisi Amerikalı olduğundan, kızı da öyle olmakta, ki bizim Ece hanım zaten oralarda okumuş gelmiş biri.
E oda bana öğretti pek çok şeyi tabi hakkını yemeyelim,
mesela sporu sevmeyi :D sevdiğim tek spor ki mesleğimi bilmem bilir misiniz :) pilates'ti. Artık her spor dalı için düşüncelerim farklı, hepsini tek tek yapabilirim, o hillside trio da o testosteron bölgesine bile girip ağırlık çalıştım ya, ölsem de gam yemem :) Özellikle insanları inanılmaz seven ama bana en ufak bir yanlışta olsa konuşmalarına dahi müsaade etmeden hayatımdan çıkaran ben, kendi akrabalarımdan bazıları bile dahil, umurumda olmadan silip belki 20 yıldır görmemişimdir( bende ki prensip/ arkadaşıma yaptıysa bana da yapar/ bir şey yapmasını beklemeden bile silerim) daha ılımlı olup en azından insanları silmeden dinlemem gerektiğini öğretti mesela.
Ne kadar güçlü, ne kadar kendinden emin, ne kadar başarılı bir kadın olduğumu hatırlattı hep bana. Asla istediğimde yapamayacağım bir şey olmadığını da.. Bazen bunları bilseniz de tekrar tekrar duymaya ihtiyacınız oluyor.. A en başta neden zarla zorla dedim anlatayım, şimdi, biz Anadolu sağlık merkezinde birlikte çalışacaktık, ama ben kimseyi takmayan Nilay, kafasına göre takılırken, önce odama, sonra evime sonra aileme sonra bir baktım benimle camilere, benimle bilmediklerine bile sorgusuz sualsiz alışmış bizim Ece hanım, onsuz bir şey yapamaz olmuşuz, spor da o, sinemada o, ( sinemaya da kendim giderdim eskiden tek :)) alışverişte o, yemekte o, ( yemekte o ve onun organik fikirleri :D pofff :) baktım hayatımın bir parçasın olmuşuz, zorlanmışım burada, ağlamışım yanımda, herkesin hata yaptığı, yanlışlarının olduğu dönemler oldu oda benimle bitlikte büyüdü sayabiliriz bu dönemlerde.. Bu blog ona itafen oldu sanki :D bugün bizim şarkımızı dinledim sonra yazasım geldi ne biliyim.. Seviyorum ya yazmayı..
 
Tarifliyim size Ece'yi : Sizi sorgulamadan, yargılamadan yanınızda olan, doğrusunu anlatan, yanlıştan uzak duran, değerini biliyorsanız değerini bilen, akıllı, ilaçlara karşı hassasiyeti olan :D ya da sağlık diyelim, spora aşık, mesleğine aşık, hep benimle olan bir arkadaş o.. Kıskanmaz, destekler, paylaşır, ne görürse onu yapar o :D
 
En tatlı anım: Doğum günümde benim için herkesten tanıdık tanımadık pamuk eller cebe diye para toplamasıydı. Daha neler neler ama yaşanınca çok oluyor hafızamdaki en hası bu.. Her dönem bir şarkı seçer, ya depresyona girer ya mutlu olurduk, sürekli klipler izlerdik, aaaa Ekin ve Dilara'yı benim için yüz kez izlemiştir bu bile sanırım onu iyi bir arkadaş yapıyor hahah :) 
 
En kötü anım: Ooo Anadolu sağlığa ilk girişimizde maaş konuşuyoruz bu susuyor :D parçalamak istemiştim o sanırım :D
 
artık yalnız değiliz, hayatlarımızda en hakikisinden, en destekçisinden, en sadığından eşlerimiz var, sonuçta eşimle tanışmama dolaylı yoldan da olsa ( evlenerek :D ) sebep olan sevgili Kop seni seviyorum...
 
we own it..


Money's the motivation,
Money's the conversation,
You on vacation, we gettin' paid so
We on paycation, I did it for the fam
It's whatever we had to do, it's just who I am
Yeah, it's the life I chose
Gunshots in the dark, one eye closed
And we got it cooking like a one-eyed stove
You can catch me kissin' my girl with both eye closed
Perfecting my passion, thanks for asking
Couldn't slow down so we had to crash it
You use plastic, we 'bout cash,
I see some people ahead that we gon' pass, yeah!
I never fear death or dying
I only fear never trying
I am whatever I am,
Only God can judge me, now
One shot, everything rides on tonight
Even if I've got three strikes, I'mma go for it,
This moment, we own it
A I'm not to be played with
Because it can get dangerous
See these people I ride with
This moment, we own it

And the same ones that I ride with, be the same ones that I die with
Put it all out on the line with, if you looking for me you can find Wiz
In the new car or in the crowd with
My new broad, that's a fine chick
And the wonder squad, I'm down with
(ain't no way around it)
What you say? Tell me what you say
Working hard, repping for my dogs, do this everyday,
Taking off, looking out for all, making sure we ball,
Like the mob all you do is call


I never feared death or dying
I only fear never trying
I am whatever I am,
Only God can judge me, now
One shot, everything rides on tonight
Even if I've got three strikes, I'mma go for it,
This moment, we own it
A I'm not to be played with
(I ride or die for mine)
Because it can get dangerous
See these people I ride with
(I ride or die for love)
This moment, we own it

This the biggest day of my life
We got big guns, been graduated from knives
It's the day in the life and I'm ready to ride
Got the spirit, I'm feeling like a killer inside
uh, financial outbreak, I'm free but I ain't out yet
Riding with the plugs so I'm close to the outlet
At the red light, rims sitting off set
I look better on your girl (than her outfit)

Stuck to the plan, always said that we would stand up, never ran
We the fam and loyalty never change up
Been down since day one, look at where we came from
Jumping out on anybody who try to say something one thing about it
Got a problem, I got the same one
Money rose, we fold
Plenty clubs we closed,
Follow the same code
Never turn our backs, our cars don't even lose control

One shot, everything rides on tonight
Even if I've got three strikes, I'mma go for it,
This moment, we own it
A I'm not to be played with
(I ride or die for mine)
Because it can get dangerous
See these people I ride with
(I ride or die for love)
This moment, we own it

This moment, we own it
I ride or die for mine
I'm ride or die material
One life to live so here we go
This moment, we own it

1 Mart 2016 Salı

13 Şehir :)


                                   
Merhabalar,
Sonunda buluşa bildim tekrar burasıyla, zaman ne kadar hızlı akıp geçiyor bir türlü anlayamıyorum. 
öncelikle burayı kimse için değil kendim için oluşturdum, her istediğimi özgürce yazabilmek, paylaşabilmek, içimde kileri her zamanki şeffaflığımla ortaya dökebilmek için. İsterim ki her gün burada bir şeyler paylaşayım, ancak yoğun bir iş dünyam var. 2010-2011 yılında mezuniyetim le birlikte ilk olarak başladığım Memorial hastanelerinde bu kadar değildi sıklığım, sonrasında 3 buçuk yıla yakın baş diyetisyen olarak çalıştığım Anadolu Sağlık Merkezi kurumlarında ise oldukça arttı danışanlarım iş yüküm, mutfak ekibim vardı, her sıkıldığımda yanlarında bir nefes aldığım, Deniz ustam, sonra Ömer vardı, sağ kolum, her isteğime koşan, Elif vardı, gizli sırdaşım, kimsenin bilmediklerini bilen ve Kop vardı, ilk gördüğüm günden bugüne yanımda olan ve hala peşimi bırakmayan :) şuanda kendilerinden bahsettiğim den bir haber (belkide hiç öğrenemeyecekler) hayatlarına devam ediyor olsalar gerek. stajyerler, toplantılar, yatan hastalar, uluslar arası ilişkiler :) derken Anadolu sağlık merkezi hasta sayısı ve klinik vakaları ile bir kaç samimi doktor arkadaşımla asla unutamayacağım anılara vesile oldu bana. Başım sıkıştığında onkolog arkadaşıjm Ahmet Yanar vardı mesela, sabahları servisi kaçırdım mı imdadıma yetişirdi, her sıkılıp konuşmak istediğimde yan odamda olan sevgili doktor hiç bıkmadan beni dinlerdi. Sertaç beyin ekibine öyle kimse giremezdi, zarla zorla beni seçmişti ki Gökhan vardı orada da, sevgili arkadaşım, Gökhan Kuşdemir, şimdi konyada küçük kızı ve sevgili eşiyle dokturculuk oynamaya devam ediyor. Onunla da bitmek tükenmek bilmeyen bir diyet polemiği yaşardık, Gökhan hep kilo vermeye çalışır ben se hep 5 çayında onu colombusa indirirdim :) ve tabi bizim diyet uçardı. Özlem vardı Colombus kafede, tatlı mı tatlı özlem, her geldiğimde çay ikramı ile beni şımartırdı, çay dediğime bakmayın he doktorlar için çay ölümcül önemlidir :) Gelelim bu süreçte her ağladığımda destek olan Doc'a, pek çok kez beni en yakınlarımın elinde haksız yere ezilmekten, pek çok kez saçma sapan insanlar bana kötü davrandığında ağızlarının payını vermekten çekinmedi. Kısacası o da bu grupta.. 
Nerden başladı hastane deneyimleri bilmiyorum ama, esas konu tüm 3.5 yıl içerisinde gezdiğim gördüğüm ülkelerdeki en unutulmaz anılarımla ilgiliydi. Kısaca özet geçeceğim ki unutmayayım sonrasın :)

ROMA: Aşk çeşmesine attığım 1 lira ve yanıma gelen basketçi olduğunu söyleyen 1.50 20 yaşındaki velet :D bana da bu rast gelirdi zaten.

FLORANSA: Erenin en sevdiklerinden. ( ben hala neyini bu kadar sever anlamam :)) Kardeşimle nehir kıyısında gülmekten ağlarken konuştuklarımız. ( onlar aramız da kalsın.)

VENEDİK: Çantası kaybolan sena ve sigarayı yiyen ama 'yapacak bir şey yok' diyen Eren:D çanta için tam 2 dk kada karşı kıyıya koşan Sercan, ve çantanın yakışıklı gondolcu dan çıkması :D

AMSTERDAM: İlk ayak bastığımda kokusundan midem kalkan ama, çilekli çikolatası ve Erenin otele götürülmesinde yaşadığım onca komik olaya unutulmazlarım arasında :)

PARİS: Hayallerimin şehri. Gerçi yılbaşına Champs-Elysees'de sakın girmeyin birden 2 milyon kişi doluşabilmekte ve aralarında sıkışıp kalabilmektesiniz. Yinede yaşadığım en eğlenceli yılbaşıydı. 
Zenci bi adamın bize bakışlarıyla Senanın şimdi gelecek görürsün demesi :D

BRÜKSEL: Ne güzeldir tren yolculukları :D

BARCELONA: Tabiki BARÇA stadı :) vallahi erkekleri anlamak güç olmamalı. ama en iyi anımsa söz konusu olan kesinlikle cadde de yürürken ki rahatlığım ve huzurum hiç aklımdan çıkmayan, zira taksim meydanında bile bu kadar rahat yürüyemedim hiç :) Ve en önemlisi benim deniz sevdam ve internetim yüzünden kaçırdığımız bir Madrid uçağı var tabi, arkamızdan gelen kardeşler çok şanslıydı sanki :D p.s: Barcelonata da denize girmek inanılmaz keyifliydi. 

MADRİD: Tabiki saraya bakarak üstsüz güneşlenen insanları unutamıyorum :D üstelik Sercanın Saray işte içinde ne olabilir ki dediğinde Erenin dumur oluşu :)

LONDRA: Soğuktan donarak ölmek bence :) ama tanıştığım iki dünya iyisi insandan bahsetmezsem olmaz, Gülşah ve Murderwolf :D bu evli çift tatlı mı tatlı, şeker mi şeker di :) içtiğimiz çilekli biralar ve gece nazzy ablamla gezmelerimiz olmasa (akrabaların yarısı Londrada) keyfi çıkmazdı sanırım.

EDİNBURG: İşte güzellik tanımının benim için açılımı :) denizi ve yeşili. Aşık olduğum bir şehir, Zaten filmlerinden bellidir. Bknz: Cesur Yürek. Tabi esas büyüleyici kısmı cadılar ve büyülü şehir olması, her evde bir hayalet olduğu ve gece ortaya çıktığı kısmı, hem korkup hem içten içe pis pis gülmek bu olsa gerek:)

DUBLİN: Pek bir şey anlamamıştım, Temple Bar ve dans eden insanları görene kadar, tıpkı vikingler gibi, aynı danslar, tahta bardakta biralar, müziklerine aşık olan Sena :) Şansın ülkesi Dublin, Bende 2014 te oradaydım ve 2015 ime bakılırsa doğru mu doğru bence:)

BANGKOK: Lütfen biri bana bu kokuyu açıklasın!! Peki bu kokuda bu insanlar nasıl bu kadar mutlu, ellerini çenelerinin arasında birleştiren ve ne derseniz diyin mutluca gülümseyen insanların topluluğu. Fakirlik, kirlilik, koku sanki umurlarında değilmiş gibi, ben aç kaldım işin aslı ama otelimiz Easten Grand kesinlikle tavsiye edilir. 7. katındaki havuz gece açılıyor ve bütün Taylandı görme şansını size veriyor. Hemde yüzerken. 

PHUKET: Tatil deniz, kum, güneş ise eğer Phuket kesinlikle doğru yer :) O cam mavisi denizde yağmurun altında yüzdüğümü hiç unutamayacağım sanırım, Herkes ömründe bir defa Puket'e gitmeli bence, o cam mavisi denizde binlerce deniz canlısıyla yüzmenin keyfini sürmeli, ben ki korkak Nilay sudan çıkmak istemediyse. Ancak yemek konusunda Tayland tam bir kültür. Thai yemeklerini sevmiyorsanız yanınızda mutlaka bisküvi götürmelisiniz :) p.s: senide unutmadım 'honeymooonnn mucuk mucukkkkk' :D 

 
Sırada ne mi var :) Hadi burdan açıklayayım, nasılsa kimseler görmez Erende bana kızmaz:) Sırada Avrupada ki son turlarımız, Prag, Viyana, Budapeşte, Berlin var:) Sonrasında ise Newyork, Orlondo, Miami :) gezmeye azcık ara vermemiz gerekebilir sonrasında ama sonraki ilk durak Los Angeles ve Las vegas olacak bilesiniz :) 

hepsinin bir ortak paydası var, Son iki seferi Eş, Aşk, Huzur Kocişimle paylaşsam da, ilk turların tek mutluluğu, en büyük keyfi, nefesi ve eğlencesi sol yanım, benim çocuğum canım kardeşimdi :) Onlar iyi ki varlar :) Hayatımın her anında, her zaman, iyi ve kötü yanımda olan, can kardeşim, kan kardeşim, herşeyim seni çok seviyorum :) Hep sevicem, minik kuzular :)


İyi gecelerrrrrr......